Tütün dünyada en yaygın kullanılan bağımlılık yapıcı
maddedir. Tütün kullanımını bırakanların %70'i ilk üç
ayda tekrar kullanmaya başlamaktadır. Bu oran bize
tütünün güçlü bir bağımlılık yapıcı madde olduğunu
göstermektedir. Tütün yandığında kül dışında üç önemli
bileşenden oluşur:
1.Katran (birçok kanser yapıcı madde içerir)
2.Nikotin (uyarıcı bir maddedir)
3.Karbon monoksid.
Sigara dünyada meydana gelen ölüm nedenlerinin başında
yer almaktadır ve giderek ölüm nedenleri arasında ilk
sıraya yerleşme eğilimindedir.
Bu nedenle ülkeler kullanımını kısıtlama ya da yasaklama eğilimindedir. Tütünün
bağımlılık dışında çok belirgin hastalıklara da yol
açtığı gösterilmiştir. Sigara ile ilişkisi olduğu
gösterilen hastalıklar aşağıda belirtilmiştir.
Kalp damarlarında tıkanıklık. Kalp hastalıklarının
%30’unda sigaranın etken olduğu gösterilmiştir.
Bronşların daralması ile giden akciğer
rahatsızlıkları.
Beyin damarlarında tıkanma ve buna bağlı felçler.
Bacak ve ayak damarlarında tıkanma.
Akciğer kanseri. Akciğer kanserlerinin %80-90’ı tütün
kullananlarda görülür. Akciğer kanseri daha çok katran
ile ilişkilidir.
Mesane kanseri görülme oranında artma. Tütün içenlerde
mesane kanseri görülme oranı kullanmayanlara göre iki
kat daha yüksektir.
Boğaz ve ağız kanseri.
Gebelikte sigara ya da tütün kullanımı erken doğuma,
bebek ölümüne ve düşük doğum ağırlığına neden
olmaktadır.
Alkol çok yaygın olarak kullanılan yasal bir maddedir.
Bağımlılık yapıcı etkisi yüksektir. Ancak yasal
bir madde olduğu için insanlar bu maddeyi kullanmaktan
genelde çekinmemektedir. Çeşitli türleri
satılmaktadır. Genellikle halk arasında alkolün
cinsleri arasında bir sınıflandırmaya gidilmektedir.
Halbuki, her cins alkollü içkinin içinde alkol
bulunmakla birlikte, miktarı değişkenlik gösterir. Bu
nedenle “standart içki” adı verilen terim
oluşturulmuştur. Örneğin bir standart içkinin eşit
olduğu cins ve miktarları şunlardır: Bir büyük
bardak bira, bir tek kadeh, cin, votka, viski ya da
bir kadeh şarap. Bu miktarlardaki içkilerin içerdiği
alkol miktarı eşittir.
Belirli bir düzeyin üstünde alkol kullanımı kişiye
sosyal ve bedensel zararlar verir. Yarattığı en önemli
ruhsal sorunlardan birisi bağımlılıktır. Erkekler için
haftada 21, kadınlar için haftada 14 standart içkiden
fazla kullanılan alkol kişi için ruhsal ve fiziksel
açıdan riskli bir kullanımı işaret eder.
Alkol kullanımı hakkında ciddi yanlış inançlar vardır.
Örneğin alkolün uykuyu getirdiğine inanılır. Halbuki
yarattığı gevşekliğin etkisiyle kişiye uyku
verebilir. Aslında insanın uyku düzenini ve
kalitesi bozar. Yine alkolün cinsel gücü artırdığına
ilişkin bir yanlış inanç vardır. Alkol kişi üstündeki
sosyal baskıları kaldırdığı için cinsel olarak bir
rahatlama verebilir. Aslında cinsel güç üstüne
olumsuz etkisi vardır. Alkolün bedene verdiği zararlar
aşağıda belirtilmiştir:
Mide barsak sorunları
Yutak borusu hastalıkları
Gastrit
Ülser
Pankreas iltihabı
Karaciğerde yağlanma ve büyüme
Hepatit
Siroz
Koma
Beslenme bozuklukları (vitamin eksiklikleri)
Kansızlık
Bağışıklık sisteminin baskılanması
Sinir sistemi hastalıkları
Ellerde ayaklarda uyuşma, karıncalanma ve sonunda felç
Yasadışı maddeler arasında en sık kullanılan madde
esrardır. İstanbul liselerinde yapılan bir araştırmada
gençlerin %5.2’sinin hayatlarında en az bir kez esrar
kullandığı belirlenmiştir.
Esrar hint kenevirinden elde edilir. Ot parçaları veya
kahverengi, preslenmiş kalıplar halinde satılır.
Tütün ile karıştırılarak içilir. Kullanıcılar arasında “joint” ,“ot” ya da
“marihuana” adı ile anılır. Bazen dumanını iç eçekme
yoluyla da kullanılır. Bazı ekipmanlar kullanılarak veya pet şişe, kova gibi malzemelerle
yapılan düzeneklerle de inhale yoluyla kullanılır.
İçildikten sonra gevşeme, konuşkanlık kendini iyi
hissetme, müzik ve renk algısında artma gelişir. Esrar
alındığı zaman yağ dokusunda birikir. Bunun sonucu
esrar alındıktan bir hafta sonra bile, etkin maddenin
%50’si hala bedende bulunmaktadır.
Esrar kullanımını takiben kişinin refleksleri bozulur,
araba kullanamaz, dikkat gerektirecek işleri yapamaz.
Eğer bu tür işler yapılmaya kalkışılırsa ciddi
sorunlara neden olabilir.
Esrarın bellek üstüne etkisi çok fazladır.
Unutkanlıklara yol açar. Kişinin düşünme ve öğrenme
yetisini azaltır. Refleksler ve koordinasyonu bozar.
Kişinin sorun çözme yetisini bozar.
Erkek ve kadın üreme sistemlerine etkisi olduğu
bilinmektedir. Örneğin esrar alındıktan hemen sonra
testosteron adı verilen erkeklik hormonunu %25-35
oranında azaldığı saptanmıştır.
Tütün ile karşılaştırıldığında beş kat daha fazla
akciğer kanserine neden olduğu bazı araştırmacılar
tarafından gösterilmiştir. Uzun süre kullanımı ile
bronşit ve akciğer kanseri gibi solunum yolları
hastalıklarına yol açabilir.
Esrar kullananlarda kuşkuculuğun hakim olduğu psikoz
adı verilen bir tıbbi tablo gelişebilir. Esrar
kullananlarda, kullanmayanlara göre şizofreni görülme
riski 7 kat daha fazladır.
Genellikle bağımlılık yapıcı bir madde olarak kabul
edilmez. Ancak esrar da bağımlılık yapar. Esrar bir geçiş maddesidir. Esrar kullanan kişi ileride diğer
maddelere alışabilir ve onları kullanmaya
başlayabilir. Dünyada sadece Hollanda’da yasaldır ve
kontrollü olarak satılır. Hollanda’nın esrarı serbest
bırakmasının nedeni, zararsız olması değil, ülkesinde
esrar kullanım oranları yüksek olduğu için satışını
eroin, kokain gibi daha tehlikeli maddeler aynı
ortamda yapılmasını engellemek ve gençliğini korumak
içindir.
Uçucu maddeler kolaylıkla bulunabilir. Çünkü bu
maddelerin satılması yasaldır. Ucuz olması nedeni ile
de kullanımı yaygındır. Yaygın olarak kullanılan
uçucu maddeler aşağıda belirtilmiştir:
Boyalar ve boyalarda kullanılan Tiner
Bali, UHU gibi yapıştırıcılar
Çakmak gazı olarak kullanılan bütan gazı
Kuru temizlemede kullanılan maddeler
Benzin
Yazı yazarken yapılan hataları silmekte kullanılan
maddeler (Tipp-ex)
Tiner genellikle bir kumaşa emdirilir ve oradan
koklanır. Bali gibi yapıştırıcılar ise, torba içine
konur ve oradan koklanarak kullanılır. Uçucu maddeler
kullanıldığında neşe hali, sakinlik duygusu verebilir,
bazı hayaller görülmesine yol açabilir. Etkileri
arasında ciddi bir sarhoşluk, denge bozukluğu, yürüme
güçlüğü de sayılabilir.
Beyin üstüne doğrudan toksik etki yaptığı için oldukça
zararlıdır. Bellek, öğrenme ve muhakeme yetisini
bozar. Bağımlılık potansiyelleri de yüksektir. Uçucu
madde koklayanlarda ani ölümler sıklıkla meydana
gelir. Ani ölümler beyin ve kalp üstüne olan
etkilerinden dolayı ortaya çıkar.
Saldırgan ve tehlikeli davranışlar uçucu madde
kullanalar arasında sık olarak gözlenir. Uçucu
maddelerin sadece sokakta yaşayan çocuklar arasında
kullanıldığı düşüncesi yanlıştır. Bu maddeler artık
her yaşta ve sosyoekonomik düzeyde kullanılan bir
madde haline gelmiştir.
Eroin açık kahverengi toz şeklinde satılan bir
maddedir. Eroinin saflığı arttıkça rengi beyazlaşır.
Küçük torbalar halinde satılır. “Toz”, “Beyaz”, “H (eyç)” adları
ile anılır. Afyondan elde edilir.
En
sık kullanım yolu buruna çekilmesidir. Tütüne
karıştırılarak içilmesine koreks denir. Jelatin ya da alüminyum folyo üstünde ısıtılarak
buharının içe çekilmesine “kaydırma” adı verilir.
Kaşık içinde kaynatılıp, enjektör yolu ile damara
verilebilir.
Bir iki hafta süre ile düzenli kullanıldığında
bağımlılık oluşturur. Bazı duyarlı kişilerde ilk bir
iki kullanımdan sonra bile bağımlılığa neden olabilir.
Çok hızla tolerans gelişir. Bu nedenle doz artırımı
çok ileri öldürücü düzeylere kadar varabilir.
Hareket ve konuşmalarda yavaşlama, rahatlama, gevşeme
ve sıcaklık hissi, yüzde kırmızılık, göz bebeklerinin
küçülmesi eroin alımını takiben ortaya çıkan
belirtilerdir.
Bu
kişilerin beslenmeleri yetersiz olduğu için sağlıkları
bozulur. Kabızlık çekerler. En önemli sorunlardan biri
enjektör paylaşımı ile ortaya çıkar. AIDS, Hepatit
gibi virüsler kişiye bulaşır.
Eroinin etkisi altı sekiz saat içinde sonlanır ve
şiddetli yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Bunlar
arasında şiddetli kas ağrıları ve kramplar,
uykusuzluk, gözde yaşarma, burun akıntısı, ishal
sayılabilir. Yoksunluk belirtilerini gidermek için
kişiler 6 saatte bir eroin dozunu yinelemek zorunda
kalır.
Eroin yüksek dozda alındığında ölüm ile
sonuçlanabilir. Göz bebeklerinin toplu iğne başı kadar
küçük olması, solunumun yavaşlaması ve koma hali bu
durumun belirtileridir.
Kokain beyaz renkli, toz şeklinde bir maddedir.
Çoğunlukla buruna çekilerek kullanılır. Buharının içe
çekilmesi, tütün ya da enjeksiyon tarzında da
kullanılabilir. Piyasa fiyatı oldukça yüksek olduğu
için, genellikle ekonomik durumu iyi olanların
kullandığı bir maddedir.
Bağımlılık yapıcı etkisi çok fazladır. Tek bir
kullanımdan sonra bile bağımlılık yapabilir.
Kokain alındığında kişiyi uyarır, canlandırır, keyif
verir. Ancak bu etkileri kısa sürelidir ve bir saat
içinde sonlanır. Etkileri sonlandıktan sonra 15-16
saat süre yoksunluk belirtileri ortaya çıkar.
Yoksunluk belirtileri arasında ruhsal çöküntü,
halsizlik güçsüzlük, çok uyuma, mutsuzluk hali
sayılabilir. Eğer bu madde uzun süredir kullanılıyorsa
bu etkiler bir hafta sürer.
Uzun süreli kokain kullanımı birçok ciddi ve
istenmeyen etkilere neden olabilir. Bunlar aşağıda
belirtilmiştir.
Ecstasy genellikle tablet ve kapsül şeklinde satılır.
Beyaz, kahverengi, pembe ya da sarı tabletler ya da
kapsüllerdir. Bazılarının üstünde kuş, kalp gibi
resimler vardır. “Beyaz kumrular, Mitsubishi, 007,
pıt” gibi çeşitli adlarla anılır.
Etkisi 20 dakika içinde başlar ve birkaç saat sürer.
Kullanıldıktan sonra enerji artışı, canlılık, karşı
cinse karşı yakınlık hissi, algılamada artma ortaya
çıkar. Ecstasy etkisi altında iken araba ya da makine
kullanmak tehlikeli olabilir.
Etkileri amfetaminlere benzer. Uykusuzluk ve geçici
paranoyaya (aşırı kuşkuculuk) neden olabilir. Kalp
rahatsızlığı, yüksek tansiyon, sara hastalığı
olanların bu maddeyi kullanmaları ciddi sorunlara ve
hatta ölüme neden olur.
Aşırı hareketten dolayı su kaybı, beden ısısında aşırı
yükselme ölüme neden olabilir.
Böbrek ve karaciğer üstüne yan etkileri olduğu da
bildirilmiştir.
Hap ya da beyaz toz halinde bulunur. Ağızdan
alınabilir, buruna çekilebilir, damardan
verilebilir.Ülkemizde yasal olarak bulunmamakla
birlikte halen tıbbi kullanımı olan ilaçlardır.
Captagon, Ritalin, Dexedrine bu ilaçlardan
bazılarıdır.
Amfetaminler ülkemizde uyarıcı, zihin açıcı olarak
bilinmektedir. Bunlar genellikle performans artırıcı
ve keyif verici etkilerinden dolayı kullanılmaktadır.
Sınavlara hazırlanan öğrencilerde, uzun yol
şöförlerinde, zamanında yetiştirilmesi gereken işleri
olan kişilerde sıklıkla amfetamin kullanımına
rastlanır.
Amfetamin alımını takiben şizofreni benzeri bir tablo
gelişebilir. Yoksunluk belirtileri arasında sıkıntı,
mutsuzluk ve çöküntü hali, güçsüzlük, hareketsizlik,
kabuslar, fazla uyuma, başağrısı, terleme, mide ve kas
krampları sayılabilir.
Amfetamin kalp damarlarını tıkanmasına, beyin damar
hastalıklarına, şiddetli hipertansiyona ve iskemik
kolitise (barsakların oksijensiz kalması) neden olur.
Bazı maddeler ilaç olarak kullanılmaktadır ve
eczanelerde satılmaktadır. Bunlar doktor kontrolünde
yazılır ve kullanılır. Bu ilaçlar doktor önerisi
dışında kullanıldıkları takdirde bağımlılık yapabilir.
Bu nedenle dikkat etmek ve uzun süre kullanmamak
gerekmektedir.
Doktor kontrolü ve önerisi ışığında, tedavi amacı ile
kullanmaktan çekinilmemelidir.
Bu
ilaçların büyük çoğunluğu yeşil reçete adı verilen
kontrollü bir sistem içinde yazılmaktadır. Kırmızı
reçete kapsamında olan ilaçlar ise bağımlılık
potansiyeli çok daha yüksek olan ilaçlardır. Sık
olarak kötüye kullanılan ilaçların isimleri aşağıda
verilmiştir.
Yeşil reçeteye tabi olanlar
Diazem, Nervium, Tranxilene, Ativan, Rivotril
Akineton
Rohypnol (Türkiye’de bulunmamaktadır. Ancak yasal
olmayan yollar ile getirilmektedir)
Dolantin, doladamon vb
Kırmızı reçeteye tabi olanlar
Ritalin
Bu
ilaçlar kullanıldıkları zaman sedasyon adı verilen
gevşeme, rahatlama duygusu verirler. Rohypnol ve
Rivotril piyasada “roş” adı ile satılmaktadır. Bunlar
tek başlarına kullanıldıkları gibi, diğer uyuşturucu
maddeler ile birlikte ek madde olarak da
kullanılabilir.
Bu
ilaçlar yüksek doz alındığında yoğun bir uyku haline
neden olur. Solunumun baskılanmasına ve ölüme yol
açabilir. Alkol ile birlikte kullanıldıkları taktirde
bu etkileri daha da artar. Refleksleri ileri derecede
bozduğu için dikkat gerektiren işlerin (araba
kullanmak gibi) yapılması sakıncalar doğurur. Yüksek
dozlarda kullanıldıktan sonra aniden kesildikleri
zaman sara (epilepsi) nöbetleri ortaya çıkabilir.
LSD (lysergic acid diethylamide) elde ediliş biçimine
göre sentetik, kullanıldığında oluşturduğu etkilere
bakılarak da halüsinojen olarak sınıflandırılır. LSD,
çavdar mahmuzu denilen bitkiden çıkarılan bir öğedir.
LSD’nin halüsinojen olarak sınıflandırılmasının
nedeni, kişinin gerçek algılarında bozulma yaratarak,
gerçek gibi gözüken ama gerçekte olmayan imajları
görmesine, sesleri duymasına ve dokunsal duyumlar
algılamasına yola açmasıdır.
Asit, likit, küpler, sarı güneş ışıkları, eski küpler,
seyahat / trip gibi değişik isimleri vardır. Beyaz,
tatsız, kokusuz olan LSD toz halinde veya sıvı
formunun çeşitli maddelere emdirilmiş haliyle de
bulunabilir. Ağızdan yutarak veya dilin altına konulup
emilerek kullanılır. Küçük miktarlarda, küçük kare
şeklindeki kurutma kağıdına emdirildikten sonra dil
üzerinde eritilerek alınabilir.
LSD’nin etkilerini tahmin etmek güçtür, etkileri
bireye özgüdür. Fizyolojik olarak ilk görülen etki,
göz bebeklerindeki genişlemedir. Kan basıncında artış,
titreme, ağızda kuruluk, mide-barsak faaliyetlerinde
artış, iştah azalması, uykusuzluk ve kontrol
edilemeyen gülmeler görülür.
LSD kullanıcıları deneyimlerini “trip” olarak
adlandırırlar. Algılar ve duygular hızlı bir şekilde
değişir. Kullanıcı aynı anda birkaç farklı duyguyu
hissedebilir veya birinden diğerine hızlıca geçebilir.
İnsanların algılarında değişiklikler yaratır; uzaklık,
derinlik, zaman, mekan, ses ve renk algılarını
karıştırır.
LSD kullanımının uzun süreli etkilerinden en önemlisi
“flashback” deneyimidir, yani kişinin yaşam
deneyimlerinden belli kısımlarının yeniden
yaşanmasıdır ve bu durum beklenmedik bir şekilde,
aniden ve kendiliğinden gerçekleşir. Uzun süreli
etkilerinden diğeri de kullanım sonucu beyin
fonksiyonlarının kalıcı bir şekilde etkilenmesi
olasılığıdır ve bu, uzun süreli mental
rahatsızlıkların oluşmasını ateşleyebilir. Kullanıcı
psikotik bir tablo sergileyebilir.
LSD kullanıcıları bir de “bad trip” diye bir şey
tanımlarlar. Bu durum halüsinasyonların çok ileri
düzeye vardığı, sanrıların geliştiği ve tam bir
psikotik tablonun gözüktüğü durumdur. Bu esnada kişi
korkutucu ve dehşet verici duygular, istemsiz
sarsıntılar yaşarlar, düşünce ve duygularda kontrol
kaybı, delirme ve ölüm korkusu hissederler.
Entoksikasyon sırasında ya da onu takiben intiharlar
meydana gelebilir.
Magic Mushroom adı verilen psylocibin mantarı
halüsinojenik etkilidir. Yani hayaller gösterir,
algıları deforme eder, değiştirir. Saksıda veya
çeşitli ortamlarda yetiştirilebilmektedir.
Yüksek miktarda alındığında korku dolu hayaller ve
hatta psikoz tablosu gelişebilir. Yine huzursuzluk ve
kaygı da sık gözlenir. Bu mantarlar çiğnenerek veya
suya karıştırılarak veya çayı yapılarak
kullanılabilir. Tatlı ile birlikte yendiğinde veya
kullandıktan sonra bol su alındığında etkisi
kaybolmaktadır. Bu nedenle zehirlen
durumlarında tatlı yenebilir veya su içilebilir.
Amil nitrit, btil nitrit,
alkil nitrit isimli maddeler kullanıcılar arasında
“poppers” olarak adlandırılmaktadır. Özel amaçlarla
yasa dışı üretimi küçük şişelerde satılır. Bununla
beraber deri temizleyicilerde, video kafası
temizleyicilerinde, oda temizleyicilerinin de içinde
bulunmaktadır. Genel olarak uçucu madde kapsamında
değerlendirilir.
Bir şişeden veya
bir torbadan koklanarak kullanılır. Etkisi bir iki
saniyede başlar ve 1-2 dakika sürer. Kasları gevşetir
ve kan dolaşımını artırır. ”Rush” etkisi yapar. Seks
sırasında kullanımı sıktır. Bu nedenle ”sex
shop”larda satıldığı da gözlenmektedir.
Dikkatsiz
kullanıldığında burun ve akciğerlerde hasara yol açar.
Kullanımı takiben baş ağrısı, baş dönmesi ve düşme
gözlenebilir. Enfeksiyon bulaşma riskini artırır.
Bağışıklık sistemi bozukluğu olanlarda, kalp
hastalığı, düşük veya yüksek tansiyon sorunu,
kansızlık olanlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açar.